Küsküt Bitkisinin Botanik Özellikleri, Hayat Formu ve Yayılışı, Cuscuta, Cuscutaceae
Özel coğrafi konumuyla ülkemiz yaklaşık on bir bin bitki türünün yetiştiği zengin bir floraya sahiptir. Ülkenin farklı yörelerinde değişik bitki türleri benzer yerel isimlerle adlandırılırken, aynı bitki türü farklı isimlerde adlandırılmaktadır. Zengin bir etnik yapıya sahip olan ülkemizde, diğer yörelerde bilinmelerine rağmen bazı bitki türlerine verilen yerel isimler o bitkileri “Efsane” konumuna taşımıştır. Mardin ve yöresinde kültürün bir parçası haline gelmiş olan “İKŞUT” ya da ‘Küsküt’ bitkisi buna en güzel örnektir. Yörede özellikle karaciğer rahatsızlıklarının, yeni doğan bebek ve annelerin fizyolojik sarılık tedavisinde uygulanan bu bitkisel drog yöreyle ve kültürüyle özdeşleşmiştir. Yörede doğadan toplanan, yerel aktar ve baharatçılarda şifa amacıyla bu drogun kaynağı uzun zamandan beri araştırma konusu olsa da sadece kurutulmuş, bir kısmı toz olan herbasının elde edildiği bitkinin tanımlanmasını imkânsız kılmıştır. “İkşut” bitkisini doğal yetişme ortamında görmek ve yöredeki kullanımları konusunda daha detaylı bilgilere ulaşmak amacıyla Mardin iline teknik geziler yapılmıştır. Yapılan bilimsel incelemeler sonucunda; bu efsane bitkinin parazit bir bitki olan Küsküt (Cuscuta spp.) olduğu tespit edilmiştir. Ülkemizde farklı yörelerde yetişen ve tıbbi olarak Mardin ve yöresinde tanınan bitki ile ilgili olarak fitokimyasal ve farmakolojik çalışmalar ekibimiz tarafından yürütülmektedir.
Ülkemiz eşsiz coğrafik konumu ve farklı iklim ve toprak özelliklerinden dolayı yaklaşık 11.000 bitki türüne ev sahipliği yapmaktadır. Tarih boyunca bilinen çok sayıda medeniyete kucak açmış olan bu nadide topraklarda yaşayan insanlar, günlük yaşamlarında çevrelerindeki bitkilerden oldukça farklı şekillerde istifade etmişler, başta gıda olmak üzere, hayvan yemi, süs eşyası, boyama, yakacak, tütsü gibi birçok alanda bu bitkileri kullanmışlardır. Bitkilerin gıda olarak tüketimlerinden başka insan hayatındaki en önemli rolleri hastalıkların tedavisinde kullanımlarıdır. Farklı bölgelerde yaşayanlar, kendi bölgelerinde buldukları aynı bitkileri benzer hastalıkların tedavisinde uygulamalarının yanı sıra aynı rahatsızlıklar için farklı bitkileri farklı şekillerde de kullana gelmişlerdir. Bilimsel araştırmaların ve kromatografik analiz yöntemlerinin ilerlemesiyle bitkilerin tedavi edici özelliklerinin fitokimyasal özelliklerinden, özellikle de total sekonder metabolitleri veya içeriklerindeki tek bir kimyasal bileşikten kaynaklandığı tespit edilmiştir. Bu maddelerin bitkilerden izole edildikten sonra sentetik olarak üretilmesi ya da yarı sentetiklerinin üretilmesiyle kimyasal preparatların üretimi hız kazanmış ve doğal olanlarından vazgeçilmeye başlanmıştır. Ancak, zaman içinde tek bir kimyasal maddeyi ve bazı dolgu maddelerini içeren sentetik preparatların olumsuz yan etkilerinin ortaya çıkmasıyla birlikte yeniden ve hızla doğal bitkisel ürünlere dönüş başlamıştır. Özellikle kırsal kesimde yaşayan insanlar, geçmişten günümüze bitkilerle tedavi uygulamaları konusunda günümüz modern halk tıbbı için yaşayan birer kütüphane rolünü üstlenmişlerdir.
Farklı yörelerde değişik bitki türleri benzer yerel isimlerle adlandırılırken, bazı bölgelerimizde aynı bitki türüne farklı isimler de verile gelmiştir. Hatta zengin bir etnik yapıya sahip olan ülkemizde, çok iyi bilinmelerine rağmen bazı bitki türlerine verilen yerel isimler o bitkileri “Efsane Bitki” konumuna taşımıştır. Mardin ve yöresinde geçmişten günümüze önemini yitirmeyen ve hatta o yörenin kültürünün bir parçası haline gelmiş olan “İKŞUT” bitkisi buna en güzel örnektir.
Yörede özellikle karaciğer rahatsızlıklarının tedavisinde halk ilacı olarak kullanılan, yeni doğan bebeklere ve annelerine fizyolojik sarılık tedavisi için uygulanan bu bitkisel drog yöreyle ve kültürüyle özdeşleşmiştir. Mardinlilerin, başka illerde yaşayan veya Mardin’i çeşitli amaçlarla ziyaret edenlerin merak konusu olmuştur “İkşut”.
Yörede belirli kişiler tarafından doğadan toplanan, yerel aktar ve baharatçılarda şifa amaçlı satılan ve halk tarafından kullanılan bu drogun kaynağı uzun zamandan beri araştırma konusu olsa da aktar ve baharatçılarda sadece kurutulmuş, bir kısmı toz olan herbası bulunan drogun elde edildiği bitkinin bu haliyle tanımlanması neredeyse imkânsızdır.
Bu durum bitkinin farklı bitkilerle karıştırılmasına yol açabileceği gibi, yapılan yanlış tahminlerin de telafi edilemeyecek sağlık sorunlarını beraberinde getirmesi kaçınılmaz olacaktır. “İkşut” bitkisi konusunda doğru bilgilere ulaşmak, bitkiyi doğal yetişme ortamında görmek ve yöredeki kullanımları konusunda daha detaylı bilgilere ulaşmak amacıyla Mardin iline teknik geziler yapılmıştır.
Yapılan bilimsel incelemeler sonucunda; gerek Mardin yöresinde gerekse ülkemizde ‘Şifalı Bitkiler’ konusunda çalışan bilim insanları ve ilgi duyanlar arasında merak edilen, bu efsane bitkinin aslında tarımsal üretimde hiç arzu edilmeyen ve parazit bir bitki olan Küsküt (Cuscuta sp.)
olduğu tarafımızca alınan herbaryum örneklerinin analizi ve teşhisiyle tespit edilmiştir. Bitkinin cins olarak tespitinin ardından yapılan gözlemlerde farklı yörelerimizde de Kişut, İşut vb. isimlerle anıldığı görülmüştür (Şekeroğlu 2011).
İngilizcede ‘Dodder’ ismiyle bilinen bu parazit bitkinin olgunlaşma (çiçekli/tohumlu) döneminde toplanıp gölgede kurutulan kısımları, aktar ve baharatçılarda şifa amaçlı olarak önemini korumaktadır. Ülkemizde farklı yörelerde yetişen ve tıbbi olarak daha çok Mardin ve yöresinde tanınan bitki ile ilgili olarak fitokimyasal ve farmakolojik çalışmalar ekibimiz tarafından yürütülmektedir (Koca ve ark. 2011).